Türkiye Büyük Millet Meclisi
Genel Kurul Tutanağı
24. Dönem 2. Yasama Yılı
23. Birleşim 24 Kasım 2011 Perşembe

BAŞKAN - Komisyon? Yok.

Ertelenmiştir.

2'nci sırada yer alan, Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkan Vekili Giresun Milletvekili Nurettin Canikli, Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkan Vekili Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan, Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkan Vekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve Barış ve Demokrasi Partisi Grup Başkanvekili Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan'ın; Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanunda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ve Adalet Komisyonu Raporu'nun görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.

2.- Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili Giresun Milletvekili Nurettin Canikli, Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan, Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve Barış ve Demokrasi Partisi Grup Başkanvekili Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan'ın Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanunda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ve Adalet Komisyonu Raporu (2/138) (S. Sayısı: 80) (X)

BAŞKAN - Komisyon ve Hükûmet yerinde.

Dünkü birleşimde teklifin 2'nci maddesi üzerindeki şahıslar adına yapılan konuşmalar tamamlanmıştı.

Şimdi madde üzerinde soru-cevap işlemi yapılacaktır on dakika süreyle, beş dakika soru sorma, beş dakika cevap verme süresi.

Ancak, dün Sayın Canalioğlu, Sayın Karaahmetoğlu ve Sayın Ömer Faruk Öz sisteme girmişlerdi. Tekrar, lütfen girsinler.

Evet, soru yok.

Dolayısıyla soru-cevap işlemi tamamlanmıştır.

2'nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Madde kabul edilmiştir.

3'üncü maddeyi okutuyorum:

MADDE 3- 6222 sayılı Kanunun 14 üncü maddesinin ikinci fıkrasında geçen "altı aydan iki yıla kadar" ibaresi "üç aydan bir yıla kadar" şeklinde değiştirilmiştir.

BAŞKAN - Madde üzerinde Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz isteyen Mehmet Volkan Canalioğlu, Trabzon Milletvekili.

Buyurun Sayın Canalioğlu.

CHP GRUBU ADINA MEHMET VOLKAN CANALİOĞLU (Trabzon) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanunda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi üzerine söz almış bulunmaktayım. Yüce Meclisimizde görev yapan siz değerli milletvekillerini saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, bugün 24 Kasım. Bugün aynı zamanda, Büyük Önder Atatürk'e seksen üç yıl önce "Millet Mekteplerinin Başöğretmeni" unvanının verilmesi münasebetiyle tüm öğretmenlerimize armağan edilen Öğretmenler Günü. Bu nedenle, büyük özveri ve fedakârlıklarla bizleri yetiştiren öğretmenlerimizin bu anlamlı günlerini kutluyorum. Aramızdan ayrılan değerli öğretmenlerimiz ile Van depreminde enkaz altında yitirdiğimiz gencecik öğretmenlerimizi rahmetle anıyor ve tüm eğitim camiasına başsağlığı diliyorum. Umuyor ve bekliyoruz ki eğitimlerini tamamlayarak öğretmen olmuş, ancak atanamamış öğretmenlerimizin atamaları da en kısa zamanda yapılsın.

Sayın milletvekilleri, 23'üncü Yasama Döneminde çıkarılan 6222 sayılı Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Yasa 31/3/2011 tarihinde yürürlüğe konulmuştur. Yasa'nın yürürlüğe girmesinden bu yana sekiz ay gibi kısa bir zaman geçmiş, sekiz ayda bu yasanın uygulanmasında ne gibi aksaklıklar görüldük ki sekiz ay sonra, 24'üncü Yasama Döneminde bu aksaklıkların giderilmesi gündeme getirilmiştir?

(x) 80 S. Sayılı Basmayazı 23/11/2011 tarihli 22'nci Birleşim Tutanağı'na eklidir.

Sevgili milletvekilleri, aslında bu Yasa çıkarıldığında adı "Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanun" değil, bunun adı "Futbolda Şiddet Yasası" olmalıydı. Hemen "Niye?" diye sorduğunuzda, bu sorunun cevabı olarak da şunu söylemek istiyorum: Siz hiç spor dallarından teniste, yüzmede, halterde, boksta, golfte, voleybolda, hentbolda şiddete ve düzensizliğe tanık oldunuz mu? Bugün gündeme gelen sporda şiddet ve düzensizliğin önlenmesine dair yasa değişliğine neden gereksinim duyuldu? Biraz önce sözünü ettiğim spor dallarıyla ilgisi var mı? Tabii ki yok. Bunun yalnızca futbolla ilgili olduğunu hepimiz biliyoruz.

2010-2011 Süper Lig futbol sezonunda gelişen olaylar sonucu bazı kulüp başkanları ve yöneticileri, teknik adamları, futbolcuları gözaltına alınarak ifadeleri alınmış, bazıları tutuklanmış ve hâlen tutukluluk hâlleri devam

41

etmektedir. Bakınız, henüz şampiyonu belli olmayan ve de tartışılan ancak UEFA tarafından Futbol Federasyonuna Şampiyon Kulüpler Kupası müsabakalarına Trabzonspor'un katılması talimatı verilmiş ve şampiyonaya katılan Trabzonspor ülkemizi şu ana kadar yaptığı maçlarda başarıyla temsil etmiş ve etmeye de devam etmektedir.

Bütün bunlar yaşanırken taraftarlarda 2011-2012 futbol sezonu için eski yıllardaki heyecan ve duyarlılık azalmıştır. Yani taraftarlar, bu yaşanan olaylar nedeniyle artık futbola eskisi gibi merak ve heyecan duymamaya başlamışlardır. Oysa günümüzde futbol, bir gösteri sporu olmasının yanı sıra aynı zamanda endüstri, yani futbol endüstrisidir. Böylesine her kesimi ilgilendiren futbolda geçen sezon yaşanan olaylar elbette tasvip edilemez. Ancak, ne yazık ki, günümüzde tutukluluk hâlleri hükme dönüşmüştür. Bu, yalnız sporda şike olaylarında değil; Ergenekon, Balyoz ve diğerlerinde de aynıdır. Bu durumlar hukukun üstünlüğünü savunan ve ileri demokrasi dediğimiz anlayışla örtüşmemektedir. Bu nedenle, iddianameler bir an önce hazırlanmalı, suçluluk hâlleri tespit edilenler cezalandırılmalıdır.

Sayın milletvekilleri, bu olaylar ülke gündemini meşgul ederken Futbol Federasyonu, taraftarlarla ilgili olarak "Dört büyük kulübün birbirleriyle yapacağı maçlarda deplasmanda oynayan takımın taraftarları stada alınmayacak." diye bir karar almıştır. Şimdi soruyorum değerli milletvekilleri: Böyle bir saçma karar olur mu? Siz, insanların güvenliğini sağlayamayacaksınız ve bunun kolaycılığına kaçıp insanların özgürlüğünü kısıtlayacaksınız.

Değerli milletvekilleri, burada bizim yaş kuşağımızdan olan arkadaşlarımız çok iyi hatırlayacaklardır; geçmişte bizler tüm takım taraftarlarıyla birlikte maçları aynı tribünlerde izler ve birbirimize takılırdık. Şimdi taraftarlar, bırakın ayrı tribünlerde takımlarını izleyip desteklemelerini, statlara bile alınmıyorlar; nereden nereye!

Değerli milletvekilleri, bu yasanın spor alanlarının güvenlik ve düzenine ilişkin başlığında belirtilen hususlarda müsabakaların bütün sorumlulukları yöneticilere yüklenmiştir. Bu kadar sorumluluğun altından kalkacak yönetici bulunması ileride mümkün olamayacak ve bilhassa alt kategorideki kulüpler yönetici bulmakta sıkıntı çekeceklerdir. Çünkü, stadın ve müsabakanın bütün ağırlığı, bütün yükü kulüp yöneticilerine ve başkanına getirilmiş ve ardından onlara ceza hükmü bağlanmıştır.

Değerli arkadaşlar, aynı zamanda, yine, bu kanunun hükümleri arasında, statlarımızda elektronik girişler biletlerin şekilde girecektir ifade edilmekte ve herkesin yerleri belirleneceği belirtmektedirler. Ancak, şimdi buna da bir yerden baktığın zaman, statların henüz fiziki şartları tam yeterli değil. Statlara girişler, çıkışlar, kapalı tribünler, açık tribünler, sosyal tesisler ve neticede bunların hiçbiri tam yeterli donanıma sahip olmadığından, bunun uygulamasını da, bir an önce alt ve üst yapılarının iyileştirilmesi gerekmektedir.

Yine bir konu da değerli arkadaşlarım, statlarda özel güvenlikçiler görev yapmakta. Ancak, güvenlik kuruluşları yeterli ekonomiye sahip olmadığından çalışanlarını yeteri kadar eğitememekte ve aynı zamanda gerekli teçhizatla donatamamaktadırlar. Bu nedenle, bunların ekonomik şartları da bir an önce düzeltilmesi gerekmektedir.

Sonuçta değerli milletvekilleri, bu değişikliğin öngörüldüğü yasanın adı, kamuoyunda, hepimizin çok iyi bildiği gibi, şikecileri kurtarma yasası olarak konuşulmaktadır; bu da kamuoyunda yüce Meclisimize yara aldırmaktadır. Yasaların kişilere endeksli olarak değil, toplumun gereksinimlerine göre çıkarılması gerekmekte olduğunu bir kez daha hatırlatmak istiyorum.

Sayın Başbakan, Güney Afrika ziyaretinin son gününde, kendisine eşlik eden köşe yazarlarıyla sohbette konuyla ilgili olarak "Böyle yazboz olmaz, bizim kanun yapma anlayışına yakışmıyor." demişti, Sayın Arınç da bu sözlere paralel konuşmalar yapmıştı. Şimdi, hemen şu söylenebilir: Bu önce dört partinin grup başkan vekilleri ve sonra da birinin geri çekilmesiyle üç partinin grup başkan vekillerince verilmiş bir önergedir.

Değerli arkadaşlarım, öyle ama bizim yemin mutabakat metninde, altında AKP'nin ve Cumhuriyet Halk Partisinin grup başkan vekilleri ve milletvekillerinin imzası olmasına rağmen henüz daha Mecliste bu konuyla ilgili tek bir hareket sağlanmamıştır. Yani şunu söylüyorum: Sayın Başbakan bu yasanın çıkmasını istemese siz bu yasanın çıkarılması için bunun altına imza koyamazdınız. O nedenle, bu yasa aynı zamanda sekiz ay gibi kısa bir sürede aksaklıkları çözecek bir yasa değildir. Sporun elbette ki gelişmesini, altyapının oluşmasını istemekteyiz ancak ne yazık ki bunların altyapısı için Spor Bakanımızın elbette ki çalışmaları gerçekleştireceğine inanıyoruz. Ancak şunu söyleyeyim: Sekiz ay gibi kısa bir sürede aksaklıklar var diye çıkarılan ve bugün gündemimize gelen bu yasa değişikliğine elbette belki grup olarak imza koymuş olabilirler ama ben şahsım olarak bu yasaya ret oyu vereceğimi ifade ediyor; yüce Meclisi saygılarımla, sevgilerimle selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

42